Şeyh Hasanlı Seyyidlerine Verilen Ferman-ı Şerîf


OSMANLI PADİŞAHI SULTAN III. MUSTAFA’NIN FERMÂNI

ŞEYH HASANLI SEYYİDLERİNİN MUAFİYET BELGESİ

“…Malatya kazasının Müşar nahiyesinde bulunan Şeyh Hasanlu adlı köyün sakinlerinden, Kutbu’l-Ârifîn Şeyh Ebü’l-Vefâ ve Şeyh Ahmed Tavîl kuddise sirruhü’l-azîz’in tekke-nişîn (tekke şeyhleri) ve dervişânı evlâtlarından olan:

Seyyid Ali ve Seyyid Hasan ve Seyyid Molla Muhammed ve Seyyid Şeyh Bâlî ve Seyyid Muhammed ve Seyyid Kara Şeyh* ve Seyyid Efendi oğlu Ali ve Seyyid İmam ve diğer Seyyid Muhammed ve Seyyid Yusuf ve Seyyid Bektaş ve Seyyid Şeyh Hasan ve Seyyid Bâlî ve Seyyid Abbas ve Seyyid İsmail ve Seyyid Câfer ve Seyyid Molla ve Seyyid Osman adındaki kimseler şer‘î mecliste hazır bulunarak şu şekilde beyanda bulundular:

“Bizler, atalarımızdan beri sahih nesebe sahip Sâdât-ı Kirâm’dan (Peygamber neslinden seyyidler) olup, adı geçen iki büyük şeyhin (Seyyid Ebü’l-Vefâ ve Şeyh Ahmed Tavîl) tekke-nişîn ve derviş evlâtlarıyız. Bu sebeple örfî vergilerden ve her türlü ağır yükümlülükten muaf ve müsellem olduğumuzu bildiren, geçmiş sultanlar tarafından tarafımıza verilmiş muafiyet beratlarımız vardır. Bu beratlardaki hükümler gereğince muamele edilegeldiği hâlde, önceki bazı zabitler ve valiler tarafından bizden tekâlif (vergiler) talep olunmaktan hali kalmadık. Bu nedenle, yeniden engellenmeleri hususunda tarafımıza emr-i şerif gönderilmiştir.

Hâlen, madenler emini Mustafa Bey Efendi tarafından tayin edilen Erguvan nahiyesi zabiti Hacı Ahmed ile şer‘î mahkemede yüzleştirilip, emr-i âlînin mazmunu huzurda sabit olduğundan, nahiyenin nâibi tarafından kendilerine hüccet-i şer‘iyye verilmiştir.

Buna göre bunlar, muaf ve müsellem olup, mevkufat defteri mucibince Malatya kazasına isabet eden 273,5 avârız hanesine bağlı arazi ve emlakları bulunmadığı; yalnızca muafiyetlerini bildiren fermân ve beratları mevcut olduğu görülmüştür. Bu sebeple, Malatya kazası ve bağlı nahiyeler halkından şahitler çağrılarak, onların da şehadetiyle söz konusu kişilerin atalarından beri Sâdât-ı Kirâm’dan oldukları, zikredilen şeyhlerin tekke-nişîn ve derviş evlâtları bulundukları; ayrıca avârız hanesine bağlı araziye sahip olmadıkları ve dervişân oldukları kesinleşmiştir.

Bu durumun kayda geçirilmesi için; şahit olarak Seyyid Yusuf, Beşir, Hacı Ebubekir, Hacı Hasan, Behram oğlu Mustafa, Hasan Beşe, Kuloğlu Seyyid Muhammed, Hamza Beşe, Sultaneli oğlu ve diğer bazı kimseler hazır bulunmuşlardır. Onların şehadetiyle hüccet düzenlenip, mevkûfata kaydedilmiş, ayrıca emr-i şerif verilmiştir…”

 

Tarih: 1177 (Hicrî) / 1764 Miladî

Kaynak:
Bu kıymetli belge Kara Şeyh lakabı ile meşhur Seyyid Şeyh Musa soyundan Seyit Ali Karaduman amcanın arşivinden alınmıştır. Hem kendisine hem de bize ulaştıran Akar Güneş ile Hakan Doğan kardeşlerimize teşekkür ederim. Ayrıca bu belgenin okunmasında yardımlarını esirgemeyen Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Korkmaz Şen Hocamıza da teşekkür ederim.

Yazan: Muhammed Can Delice (Şeyh Hasanlı)


Paylaş

Kommentar schreiben

Kommentare: 0

Paylaş

@seyhahmeddedeocagi
@seyhahmeddedeocagi