ŞEYH HASANLI SEYYÎD ALİ HALİFE HAZRETLERİNE AİT İCAZETNAME BELGESİ / HİCRÎ 1170 (MİLÂDİ 1757)
Şeyh Hasanlı Seyyîd Şeyh Davud neslinden Seyyîd Şeyh Evliya Halife torunlarından Seyyîd Şeyh Ali Halife hazretlerinin Kerbela-yı
Mualla'daki Hacı Bektâş-i Veli Dergâhı'ndan icâzetli olduğunu ve Şeyh Hasanlı Köyü'nde medfûn olan Seyyîd Şeyh Ahmed Dede
neslinden olduğunu gösteren kıymetli icazetname belgesini bizimle paylaşan Seyyîd Evliya Halife torunu Seyyîd Ali Halife soyundan Seyit Ali Karaduman amcamıza çok teşekkür
ederiz. Tercüme konusunda da yine bize destek veren Şeyh Hasanlı Seyyid Sefer Akkuş hocamıza da ayrıca teşekkür ederiz.
Hicrî 1170 Tarihli İcâzetnâme’nin Tercümesi:
"Bismillahirrahmanirrahim
"(Ey Peygamber!) biz sana apaçık bir fetih zafer ihsan ettik. Ki Allah (putların olmadığını anlattığından, tek ilah var dediğinden ötürü müşriklerin sana
günah nispet ettikleri) senin önce ki ve sonra ki günahlarını bağışlasın, sana nimetini tamamlasın ve seni doğru yoluna iletsin ve üstün zaferle fetihle desteklesin. Var olan imanlarını daha da
artırmaları için, müminlerin kalplerine güven indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah bilendir ve hikmet sahibidir. Bu lütuflar, mümin erkek ve mümine kadınları içinde ebedi
kalacakları, ağaçlarının altından ırmaklar akan cennetlere yerleştirmesi ve günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarı ve kazançtır." (Fetih
Süresi-1-6)
Mühürler; Ona selam olsun, İmam Ali Meşhedi/Şehitlik Makamı Yeri Mührü.....
Ona selam olsun, İmam Hüseyin Kerbela Şehidi Meşhedi/Şehitlik Yeri Mührü....
Allah’ım selavat ve selam Muhammed Mustafa’ya olsun.
Aliyyel Murtaza’ya olsun
Fatıma’tuz Zehra’ya olsun.
Hasan Mucteba’ya olsun
Hüseyin Şehidi Kerbela’ya olsun
Zeynel Abidin’e olsun
Muhammed Bâkır’a olsun
Cafer Sadık’a olsun
Musa Kazım’a olsun
Ali Rıza’ya olsun
Muhammed Tâki’ye olsun
Ali Nâki’ye olsun
Hasan Askeri’ye olsun
Muhammed Mehdi’ye olsun
Nad-ı Aliyyen; Çağır Ali’yi, o olağanüstü işlerin mazharıdır. Çağır ki zorluklar, gamlar, hüzünler içinde kendine yardımcı bulasın. Senin Velayetin hakkına Ya Ali, Ya Ali, Ya Ali
O'na selam olsun Hüseynîyye (İmam Hüseyin) yüce, yüksek, mukaddes eşik, kapı, türbesindendir.
Şükür, övgü, hamd, insanların melikine, sahibine o Allah’adır. Enbiyayı izamın merkadleri, mezarları şeriflerini bütün insanlığın kıblegahı, yönelinecek yönü karar kıldı ve değerli evliyaların
şehadet şehitlik mekanlarını yüce, yüksek ve her has, özel ve umum genel kimselere taat, ibadet için durulan, kalınan mekan eyledi. Sayısız sonsuz selamımız o Emin Rasul'ümüze (Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e) layıktır ki bütün sözlerinde çok doğrudur sadıktır, isyan hastalıkların ilacı
tedavisinde Yaradan’ın tabip doktorudur. Sınırsız, sonsuz selavat ve selam ona, seçkin Âli/Ehlibeytine, seçkin sahabelerine olsun ki her biri gökyüzü risaletinde bir inci (parlayan) gezegen ve
hidayet dairesi feleğinde bir parlayan yıldızdırlar.
Amma dinin sağlam duvarları ehli erbabı kimseler ve yâkin, kesin görüş ashabına, alemi süsleyen, ziyneti olanlara gizli ve örtülü olunmasın ki; her eksikten münezzeh olan Yüce Hakk Teala’nın,
dininin evliya/velileri ve hidayetçi, doğru yola götüren imamları, nübüvvet/peygamberlik ağacı/soyunun meyveleri ve velayet bahçesinin nurudurlar. Ve sevgi, muhabbet, bağlılıkları bütün insanlara
yapması, yerine getirmesi gereken ve icap eden vaciptir/farzdır. “ (Ey Peygamber!) De ki; Buna (peygamberlik ve getirdiğim dine karşılık) sizden yakınlarımı
(Ehlibeytimi) sevmenizden başka bir ücret, mükâfat istemiyorum” (Şura-23)
"Allah’ım! Ben onları (Ehlibeyti) seviyorum muhabbet gösteriyorum ve onlara muhabbet gösterip sevenleri de seviyorum." (Hadis-i Şerîf)
Sevgi, muhabbetleri Nebevi/Peygamber hadisi şerifi gereği mucibince bütün iman ehlinin kabul edip (Ehlibeyt sevgisi muhabbetine) istek arzu ile rağbet göstermesidir.
Ve bu kere ululuk, azamet, şevketli, haşmetli, bereketli, mübarek kabirleri merkadlerinde komşuluk, civarında bulunmak, orada bulunmayı ihtiyar edenlerin seçenlerin taatlerinde, ibadetlerinde
sevapları artarak ve ziyaretine teveccüh edip yönelenlerin bütün günahları afv ve yüce, yüksek eşik, kapılarına, ilahi yardımlar evi hanesine müracaat etmekle alem ehline ışık, aydınlık, parıltı
gibi zahir olur ortaya çıkar ve yörüngede yüzen dolanıp gezen ay kubbeleri gibi zahir olur ortaya çıkar ve firdevs/cennet kubbeleri altında ki rütbeleri, duaların icabet, kabul olma mahalli ve
her meram, dileğin meydana gelip kabul olma yeri olduğuna iddia olununca yanlış değildir, şüphe etmek, şüphelenmekte olmaz.
Ve bu yolda, yolunu kaybetmiş olan hakikat menziline yol bulmaz, bu takdirce bu ulu makama talip ve işitilenlerin yüksek makam kadri kıyametini bilip, istek, arzuyla rağbet gösterenlerden ve
ihlas, samimiyetle inanç, iman, itikatında sadık olan ve
Siyâdet-penâh (Hazreti Peygamber neslinden olan seyyîdlerden) Seyyîd Ali Halife,
Babası Seyyîd Hüseyin,
Babası Seyyîd Hasan,
Babası Seyyîd İmâm,
Babası Seyyîd Câfer,
Babası Seyyîd Evliyâ,
Babası Seyyîd Davud,
Babası Seyyîd Mahmud,
Babası Seyyîd Hasan,
Babası Seyyîd İsmâil,
Babası Seyyîd Kara Baba,
Babası Seyyîd Davud,
Babası Seyyîd Mu'mîn,
Babası Seyyîd Ahmed (Dede)
fiziksel olarak topluluğundan ayrılarak adımlarını ve gözlerini hüzünlü, inleme, iniltili edip ve biz o vakit takvalı, Hak’tan çekinen, hak fakirliği hakikatinden, zahitlik göğünden şeylerine,
fakirlere ve çok yoksullar miskinlere hizmetlerinde şahit olduk.
Adı anılan Seyyid Ali Halife’yi seccade üzerine oturmaya mutlak icazeli ettik, icaze, izin verdik. Farz olan Salat’ı/Namazı kılmaya,
kıldırmaya, üzerine vacip olan Zekat’ı vermeye, verdirmeye, Yoluna güç yetirince Hac ve Beyt Kabe’ye gitmeye, götürmeye, Ramazan Orucunu tutmaya, tutturmaya, geçen gidenlere ve gelenlere hizmet
etmeye, tövbe ve ahd, söz vermeyi yenilemeye sonra zikir telkini gösterip öğretmeye, türlü şekil ve yöntemlerle, fakirler ve çok yoksul miskinler için ve yaratılmışları ve Müslümanları
ağırlamaya, hizmette bulunmaya, tövbe edenlerin saçlarını kısaltmaya kesmeye, libas hırka giyinmeye, sancak, bayrak kaldırıp yükseltmeye, meşale, kandil, lamba, çerağ yakıp aydınlatmaya ve tertil
(sözleri sıralama, sözü yerinde ve güzel düzenli söylemeye), tehlil (tevhid kelimesini yüceltmek, bütün benlikle Yaradan'a yönelip istek ve dilekte bulunmak), tekbir (Allah’ın zat ve sıfatları
ile bir tek olup, her şeyden üstün olduğunu kabul ile yüceltmek), bunlar gibi ve sonra miras olarak birinden diğerine kalan haberler verilen bilgilerle nesebinin hakikatinde insanlığın eşrefine
en şereflisine (Peygambere) senedinde kopukluk bulunmayan şekilde, durumda bağlanmaktadır.
Ve İmam Hüseyin (Yüce Allah ondan razı olsun türbesinde) salihlerin salihi, iyilerin iyisi ve büyük asil iftiharlı haseb ve neseb sahibi (Allah sırrını aziz, mukaddes eylesin) Bektaşi
Tekyeneşini Şeyh Muhammed Dede (Allah bereketini devam daim ettirsin)
Yüce yüksek makamlı, değerli, yüce soylu imamların merkadleri ve hürmet ihtiramı lazım olan evliya/veliler ve büyük şeyhlere, İmamlar ve evliyalar ocaklarına gelip ve ziyaretleriyle müşerref
olup, şeref bulup ve benzerlerinden üstün, seçkin kimse olup çünkü bu şerif şerefli mekanlar duanın icabet olup kabul edildiği mahal olduğuna yanlışlık olmayıp, şek şüphe etmek, şüphelenmek
olmaz.
Bu sebepten İslam padişahının ömür ve devletinin devamı için ve bütün erkek müminler, kadın mümineler ve erkek müslümanlar, kadın müslümanlar için gereği gibi layık olduğu üzere ziyaret ve dua edip ve iki rekat hacet, dilek Namazını kılıp ve Kerbela’yı Muâlla’da bulunan Hacı Bektaş Veli (Allah, aziz sırlarını mukaddes eylesin) Tekyesinde cümle Allah kapısının fakirleri nazarında ve seyyid ve seyyidler huzurunda kazan kaynatıp canla ve başla sefa nazar olup ve kendisine sofra ve çerağ verilip, hakkında hayır duaları olundu, gülbanklar çekildi ve Allah kapısının cümle fakirleride Seyyid Ali Halife’den razı ve şakir, teşekkür eder oldular ve bu nurlu kapının, eşiğin, türbenin nurundan nurlanmış aydınlanmış olan namdar isim yapmış emir sahipleri ve çok bolluk, çokluk nimet devletlerine sahip olanlar, büyük, saygın, soylu seyyidler, şeriat (Kur'an kanun ve ilkeleri) şiarlı kadılar, hâkimler ve miktarınca yükselmiş alimler, din bilginleri, kuşak, kemer kuşatanlar, tarik/yol ehli ve beyat sahipleri
hazretlerinden rica olunan o dur ki; Bu kapının, eşiğin, türbenin hatırı için adı zikredilen kimsenin (Seyyid Ali Halife'nin) üzerinden merhamet nazarı ve inayetleriniz esirgenmeye, üstün özellikler taşıyan, çok değerli nazarının eserleriyle bilen, anlayana nasiple hissedar ve murat üzere oluna ve ona olunan izzet, hürmet, şefkat bu tarafa (Ehl-i Beyt’in kapı, eşik, türbesine) olmuş gibidir ve mürid ve muhibbi, sevenleri tarafından her ne kedisine ait olursa helali olsun ve mürid ve muhibbi, sevenleri olan canlar bu (Ehl-i Beyt'in) kapı, eşiği, türbesi hatırı
için adı zikredilene (Seyyid Ali Halife’ye) kemali izzet ve hürmet etsinler.
Selam hidayete, doğru yola tabi olanların üzerine olsun.
Cemaziyu's-Sânî Ayının beşinci gününde (Perşembe gününde) sene 1170
(Milâdi 1757) yılında yazılmıştır.
Ed-Dâ'î Seyyîd Muhammed Aşçıbaşı Kerbela-yı Muâllâ
Ed-Dâ'î Seyyîd Ali Dede Necef-i Eşref Civarında
Ed-Dâ'î İsmail Dede Şahin Baba Tekyenişini
Ed-Dâ'î Muhammed Dede Kerbelâ Civarında
Dervîş Ahmed
Dervîş İsmail
Dervîş Hasan"
Yazan ve düzenleyen: Muhammed Can Delice (Şeyh Hasanlı)