ŞEYH HASANLI ŞEYH MAHMUD EL-VEFÂÎ AİT ŞECERE-İ ŞERÎF / HİCRÎ 829 - MİLÂDÎ 1427
ŞECERENİN BAŞ KISMINDA KUFÎ HAT İLE "MUHAMMED VE ALİ" İSİMLERİ YAZILMIŞTIR
بِسْــــمِ اللّٰهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ
‘Ve öyle bir mâbuttur o ki; bir katre sudan insanı yaratmış ve ona ana-baba tarafından soysop, karı-koca tarafından akrabalık vermiştir ve Rabbinin, her
şeye gücü yeter.’ (25/el-Furkan/54)
Hamd Allah'a mahsustur ki övenler onu hakkıyla övemezler, sayıcılar nimetlerini sayamazlar, çalışıp çabalayanlar hakkını eda edemezler. Yüce himmetler O'nu idrak edemez, akıl-zekâ denizine dalanlar O'na erişemez. O'nun sıfatlarının belli bir sınırı yoktur. Bir vasfı mevcut değildir. Sayılı bir vakti, uzatılmış, bir süresi yoktur. Yarattıklarını kudretiyle yaratmış, rüzgârları rahmetiyle estirmiş ve yarattığı yeryüzünü kayalarla perçinlemiştir.
Dinin evveli O'nu tanımak, O'nu tanımanın kemali O'nu tasdik etmek, O'nu tasdik etmenin kemali O'nu bir bilmek, O'nu bir bilmenin kemali, O'na karşı ihlâslı olmaktır. O'na karşı ihlâslı olmanın kemali, O'ndan sıfatları nefyetmektir. Zira her sıfat mevsuftan (sıfat sahibinden) ayrıdır. Hakeza her mevsuf da sıfattan ayrıdır.
Dolayısıyla Allah'ı tavsif eden O'nu başkasına eşlemiş olur. O'nu eşleyen O'nu ikilemiş olur. O'nu ikileyen O'nu tecezzi etmiş (cüzleri ayırmış) olur. O'nu tecziye eden O'nu tanımamış olur. O'nu tanımayan O'na işaret eder.
O'na işaret eden O'nu sınırlamış, mahdut kılmış olur. O'nu mahdut kılan O'nu saymış olur. "Neyin içindedir?" diyen O'nu bir şeyde sanır.
Allah sonradan olmaksızın vardır. Mevcuttur; yokluğu tatmaksızın. Her şey iledir; eşleşmeksizin. Her şeyden başkadır; ayrılmaksızın. O yapıcıdır, bir alete ihtiyaç duymadan. Rüzgâra, çağıldayan suyu altüst etmesini ve denizleri dalgalandırmasını emretmiştir. Böylece rüzgâr suyu bardakta çalkalanırcasına çalkalayıp göğe fırlatmıştır. Başı sonuna geldi, durgunu harekete geçti. Sonunda böylesine evire çevire su kabardı ve birikintisi köpük verdi. Bunu yarıkları olan ve açık-geniş bir havanın içine kaldırdı. Böylece yedi kat gök oluştu
Alt tabakasını durgun bir dalga, üst tabakasını dayandığı bir direk ve düzgün durmasını sağlayan çiviler olmaksızın sağlam-korunmuş ve yüksek bir tavan kıldı. Sonra onu gezegenlerle ve ışıldayan yıldızlarla süsledi. Bunlar arasında ışıldayan bir kandili (güneş) ve nurlu bir ayı; dönegelen bir mecrada, hareketli bir tavanda ve hedefli bir çizgide hareket ettirmektedir.
Sonra münezzeh Allah yerin sarpından ve yumuşağından, tatlısından ve tuzlusundan toprakları bir araya topladı, suyla karıştırıp halis bir kıvama getirdi. Nemlendirerek yapışkan hale getirdi.
Bundan yönleri, ilişik yerleri, organları ve bölümleri olan bir suret (beti) yarattı. Pekleşinceye kadar kurutmuş, belli ve sınırlı bir süre sıklaştırmıştır. Sonra O'na ruhundan üfleyince kendini
idare edecek zihni, tasarrufta bulunduğu fikirleri, hak ile batılı, tatları, kokuları, renkleri ve türleri ayıran bir bilgisi olan bir insan oluverdi. Ayrı renklerdeki topraklarla yoğruldu.
Benzer ve zıtlarla birleşik hale getirildi. Soğuk-sıcak yaş ve kuru farklı unsurları ile yoğruldu. Allah yaratanların en güzeli değil midir? Salât ve Selâm
Hazreti Muhammed’in üzerine olsun.
Bundan sonra bu salih, faydalı, doğru ve güzel olan Şeyhin; Şeyh Mahmud’un nesebîdir/soyudur.
Muttakî, tahîr, mürîdlerinin kendisine ittiba’ edip tabi olduğu, izinden gidilen zât Seyyîdîmiz Şeyhîmiz Seyyîd Tâcu’l Ârifîn Seyyîd Ebû’l Vefâ -Allahu te’âlâ azîz ruhunu mukaddes
eylesin, kabrini nurlandırsın-, bize ve bütün muhiblerinin (sevenlerinin) üstüne bereketini iade etsin, bereketlendirsin-
Ve o Şeyh Mahmud ve bu fakirin ceddî müşârun ileyh Şeyh Ahmed el-Cemî’dir ki O; Tâcu’l Ârifîn Seyyîd Ebû’l-Vefâ -Allahu te’âlâ ruhunu mukaddes eylesin- tilmizi (Ashabı) ve Kırk
Meşâyîh’dendir (Vefâî Yolunun Kırk Büyüklerindendir) ve Seyyîdîmiz Ebu’l Vefâ -Allahu te’âlâ ruhunu takdis eylesin- için meclisinde O’nun etrafını
çevreleyip saranlardan, sevip canını feda edenlerdendir.
Vasıfları ulu Dîn-i İslâm âlimi huzurunda iltimas -özel- muamelede bulunma ricasında bulunularak oğlu ve O’nun oğlu İslâm Alimi, büyük Seyyîd evladı huzurunda tertemiz tahir haseb ve neseb,
Seyyîdlerin ve Şerîflerin Sultânı, Nakîb-u Âl-i Abdulmenâf (Haşîmoğullarının, Ehl-i Beyt’i Rasulullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’ın Nakîbi), korunması gereken emanetinin
incisi, Masum -Oniki- İmâmların bal veren arısı, mutlak şeref sahibi olan Seyyîdlerin Reislerinin Reisi, hakkı olup hak edenlerden, emâme/sarıklar ehli erbâbı ve Mevlâmız
Seyyîdîmiz ulu ve âlî razı olunan, milletin, Hakk’ın, Dîn’in ziyneti/süsü olan Şeyh Ali el-Vefâî -Allahu te’âlâ şerefini daim eylesin, emîn/güvenilir kalelerinden bir kale
eylesin, selâm eylesin- Allâh’ın izni ile, yüce kemâlatlarla yazılmıştır ki işaret edilen bu Şeyh Mahmud’a ait ve bilinen nesebin/soyun bilinmesi içindir; doğrusu O Eshabu’l Esrâr ve’l
Burhân Meşâyîh’in neslindendir ve O Kırk Şeyhlerin topluluğundan biridir…
es-Salih Şeyh Mahmûd
b. Şeyh es-Saîd el-Merhûm Zeynüddîn
b. Şeyh es-Saîd el-Merhum İsa
b. Şeyh es-Saîd el-Merhûm Mahmûd
b. Şeyh el-Merhûm Mûsâ
b. Şeyh el-Merhûm Bahâüddîn
b. Şeyh es-Saîd el-Merhûm İzzüddîn
b. Şeyh es-Saîd el-Merhum Şeyh Huseyin
b. Şeyh es-Saîd el-Merhûm Şeyh Ahmed el-Cemî (Ki Allah Ruhunu ve Soyunu Takdis eylesin, O Kırk Meşâyîhdendir)
Bu Kırk Meşâyîh, Mevlây Seyyîd İmam Tâcû’l-Ârifîn Seyyîd Ebü’l-Vefâ’nın tilmizleridir (Ashabıdır).
Şeyh Yahyâ es-Sarsarî -Allah ona rahmet etsin- rivayet ettiğine göre Tâcû’l-Ârifîn Seyyîd Ebû’l-Vefâ’nın Ashabı ki meclisinin bağlıları ve O’nun talebeleri ilimlerinden yararlanıp kaleme alan ashâbından rivâyet etmiştir.
Ashâbı şunlardır:
Şeyh Ali b. Hiytî (Menkıbeye göre evlâdı olarak zikredilen ve akrabası olan seyyidlerdendir)
Şeyh Mazhar en-Necdî
Şeyh Abdurrahman Tafsuncî (Menkıbeye göre evlâdı olarak zikredilen ve akrabası olan seyyidlerdendir)
Şeyh Abdussemi el-Kûreşî
Şeyh el-Hunebâ
Şeyh Macid el-Kurdî
Şeyh Abduddeylemî
Şeyh Ramazân el-Mecnûn
Şeyh Mahmud el-Baklî
Şeyh Selmân el-Badrâvî
Şeyh Ali b. Üstâd (Menkıbeye göre evlâdı olarak zikredilen ve amcazadesi olan seyyidlerdendir)
Şeyh Abdülmahmud el-Keyyâl
Şeyh Temîm
Şeyh Ali b. el-Asfâr
Şeyh Hâkîr
Şeyh Ali el-Hudâvî
Şeyh İkbal
Şeyh Ebü’l-Bedîr el-Behendî
Şeyh Bavlin
Şeyh Muhammed et-Türkmânî
Şeyh Ebû Bekir el-Yetî
Şeyh Şihâbüddîn İbn Akîl
Şeyh İbrahim el-Arab
Şeyh Ebü’l-İzz el-Kalânisî
Şeyh Alân el-Vasıtî
Şeyh Ebü’l-Abbâs -Şihabeddin Ganim- (Menkıbeye göre evlâdı olarak zikredilen ve yiğeni olan seyyidlerdendir)
Şeyh Ali Bahtiyar
Şeyh Mekkî el-Vâsıtî
Şeyh İbrâhîm el-Haddâd
Şeyh Asker el-Şûlî (Menkıbeye göre evlâdı olarak zikdedilen ve akrabası olan seyyidlerdendir)
Şeyh Huseyin er-Râî
Şeyh Ebü’l-Hadîd
Şeyh Receb el-Vâsıtî
Şeyh Muhammed Zekî
Şeyh Hamid es-Sûfî
Şeyh Ahmed Sakûl
Şeyh Ali el-Ğârî
Şeyh Ahmed el-Cemî ki ismi geçen müşarün ileyh Şeyh Mahmud’un dedesidir (Ve belgelere göre evlâdından geçen ve Hazreti İmam Hüseyin neslinden olan seyyidlerdendir)
Şeyh Sâid er-Rûmî
Şeyh Receb el-Vasiyyî
Şeyh Ma’tuk er-Rumî.
Ve Mevlây Seyyîd Ebû’l-Vefâ –kuddise sırruhu-’un nesebi:
Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Zeyd b. Ali b. el-Hasan el-A’rîzu’l-Ekber b. Zeyd b. Zeynû’l-Âbidîn b. el-Huseyn b. Ali b. Ebî b.
Talib –aleyhi’s-selâm-
Hazreti Peygamber Muhammed Mustafa sallallâhu aleyhi ve ala alihi ve sellem'in nesebine gelince ise:
Muhammed b. Abdullah b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusay b. Kilâb b. Mürre b. Ka’b b. Lüey b. Gâlib b. Fihr b. Mâlik b. Nadr b. Kinâne b. Huzeyme b. Müdrike b. İlyas b. Mudar b. Nizâr b. Re’s b. Adnân b. Üdd b. Uded b. Yesa’ b. el-Hemeysa’ b. Selemân b. en-Nebet bin Cemel bin Kaydâr bin İsmâîl b. İbrâhîm el-Halîl aleyhi’s-selâm bin Azer b. Nahûr b. Şarûh b. Gayer b. Râgû b. Faleh b. Ğaber (as) b. Şareh b. Erfahşez b. Masreh b. Sam b. Nûh aleyhi’s-selâm b. Muttuşaleh b. Ahneh (ki bu Zat Hz. İdris’tir) b. Yared b. Mehlayîl b. Kaynân b. Yaneş b. Şis b. Adem Ebü’l-Beşer aleyhi’s-selâm
Bu belge hicretin sekiz yüz yirmi dokuzuncu (HİCRÎ 829 / MİLÂDÎ 1427) yılının başlarında Muharrem ayında yazılmıştır.
Bu belgenin yazımına tanık olanlar:
Bunlar es-Seyyid el-Hac Emir Ali evlatlarındandır;
Seyyid Muhammed
Seyyid Taceddin
Seyyid Musa el-Vefai
Seyyid Zeynel Abidin el-Vefai
Seyyid Abdulkadir el-Vefai,
Seyyid İzzeddin el-Vefai
Seyyid Hac Ali el-Vefai
Seyyid el-Hac Gamr el-Vefai
Seyyid Muhammed el-Vefai evlatlarından
Seyyid Müşrif
Seyyid Hüseyin el-Vefai
Seyyid Muhammed Hatti (Ve okunamayan diğer Vefâî seyyidleri)
Seyyîd Muhammed eş-Şemakî
Hadimu'l Meşayih el-mezkûr Muhammed Şeyh Ali el-Vasiti el-Vefai
Şeyh Muhammed Nazır Ebu Bekir el-Vefai
Şeyh İbrahim ibn Şeyh Muhammed el-Vefai
Şeyh Receb ibn Şeyh Ramazan el-Vefai
Belgenin yan kısmındaki mühür sahipleri:
Bu neseb-i şerîf benim yanımda sabittir, Allahu Te’ala’nın fakir kulu Seyyid Şihabûddîn Seyyîd Ahmed –Allah sırrını aziz etsin
Bu neseb-i şerîf benim yanımda sabittir, Seyyîd Şihabuddîn Seyyîd Ahmed'in oğlu Allahu Te’ala’nın fakir kulu es-Seyyid Husâmeddîn Huseyin ki –Allah
sırrını aziz etsin
Tercüme, Tashih ve Düzenleme: Muhammed Can Delice (Şeyh Hasanlı)
*Tercüme konusunda bana destek olan tüm hocalarıma teşekkür ederim...